Fatty foods are bad for you. | Yağlı yiyecekler sizin için kötü. |
This pie I ordered is very filling. | Sipariş ettiğim bu pasta çok doyurucu |
It is a fruity red drink. | Meyveli kırmızı bir içecek. |
That dish is very meaty. | O yemek çok etli. |
The curry is actually quite mild. | Köri aslında oldukça hafif. |
She has milky skin. | Süt gibi teni var. |
The biscuits were nutty. | Bisküviler fındıkımsı tatta idi. |
Oily fish such as mackerel or herring is good for you. | Mackerel veya ringa balığı gibi yağlı balıklar sizin için iyidir. |
There is a peppery taste to this. | Bunun biberimsi (acımsı) bir tadı var |
Do you like your eggs cooked hard or runny? | Yumurtalarınızı tam pişmiş mi yoksa rafadan mı seversiniz? |
The soup’s a bit salty. | Çorba biraz tuzlu. |
I bought some savoury snacks. | Bazı tuzlu atıştırmalıklar aldım. |
The milk tasted slightly sour. | Süt hafif ekşi tadındaydı. |
This honey is very sticky. | Bu bal çok yapışkan. |
They sell very watery coffee. | Çok sulu kahve satıyorlar. |
It’s time you threw those shoes in the bin. | Bu ayakkabıları çöp kutusuna atmanın zamanı geldi. |
These improvements will cut down on traffic noise. | Bu iyileştirmeler trafik gürültüsünü azaltacaktır. |
We’re moving, so we have to get rid of a lot of our furniture. | Taşınıyoruz, bu yüzden bir çok mobilyamızdan kurtulmalıyız. |
Japan recycles 40% of its waste. | Japonya atıklarının% 40'ını geri dönüştürüyor. |
Try to reduce the amount of fat in your diet. | Diyetinizdeki yağ miktarını azaltmaya çalışın. |
My daughter reuses envelopes. | Kızım zarfları yeniden kullanıyor. |
The streets were littered with rubbish. | Sokaklar çöple doluydu. |
Have you thrown the papers away? | Kağıtları attın mı? |
We have used up all the sugar so you will need to get some more. | Tüm şekeri kullandık, bu yüzden biraz daha almaya ihtiyacınız olacak. |
All this uneaten food – what a waste! | Bunun hepsi yenilmemiş yiyecek. Ne atık! |
We looked at several different designs for the new bridge. | Yeni köprü için birkaç farklı tasarıma baktık. |
The bride wore a cream silk dress that she designed herself. | Gelin kendini tasarladığı krem ipek elbise giydi. |
Calvin Klein is a famous fashion designer. | Calvin Klein ünlü bir moda tasarımcısıdır. |
Tom is studying to become an engineer. | Tom mühendis olmak için çalışıyor. |
This car is beautifully engineered. | Bu araba güzel bir şekilde tasarlanmıştır. |
Sandra is really interested in engineering. | Sandra gerçekten mühendislik ile ilgileniyor. |
Alfred Nobel invented dynamite. | Alfred Nobel dinamit icat etti. |
Inventions like the electric light bulb changed the way people lived. | Elektrikli ampul gibi icatlar insanların yaşama şeklini değiştirdi. |
Ronaldo is a versatile and inventive player. | Ronaldo çok yönlü ve yaratıcı bir oyuncu. |
Thomas Edison was an inventor. | Thomas Edison bir mucitti. |
Steve McQueen produced and starred in the film. | Steve Mcqueen film yaptı ve yıldızlaştı. |
The producer was really angry with the director. | Yapımcı yönetmene gerçekten kızgındı. |
Consumers are becoming more suspicious of advertising claims about products that they buy. | Tüketiciler, satın aldıkları ürünler hakkında reklam iddialarından daha şüpheleniyorlar. |
Samuel is more productive in the morning. | Samuel sabah daha üretken. |
Chris is studying science at school. | Chris okulda fen (bilim) okuyor. |
Newton made an important scientific discovery. | Newton önemli bir bilimsel keşif yaptı. |
Maria wants to be a scientist when she grows up. | Maria büyüdüğünde bilim adamı olmak istiyor. |
I finally succeeded in passing my driving test. | Sonunda sürüş testimi geçmeyi başardım. |
The school has had a lot of success with its literacy programme. | Okul okuryazarlık programı ile çok başarılı oldu. |
She turned out to be a success at marketing. | Pazarlamada başarılı oldu. |
Her children have all been successful in their chosen careers. | Çocuklarının hepsi seçtikleri kariyerlerde başarılı oldu. |
Writing in the same space every day may block your creativity. | Her gün aynı alanda yazmak yaratıcılığınızı engelleyebilir. |
Being outdoors may boost your creativity. | Açık havada olmak yaratıcılığınızı artırabilir. |
We can form a group to come up with new ideas. | Yeni fikirler bulmak için bir grup oluşturabiliriz. |
When we generate new ideas, we need to make sure we write them down. | Yeni fikirler ürettiğimizde bunalrı not aldığımızdan emin olmalıyız. |