SEARCH
You are in browse mode. You must login to use MEMORY

   Log in to start

level: 2nd Level

Questions and Answers List

level questions: 2nd Level

QuestionAnswer
birden bire görünmekto turn up
sözlüğe bakmakto look up a dictionary
araçla uzaklaşıp gitmekto drive away
bir şeyleri tükenmekto run out of sth
otobüs, otomobil vs. bozulmakto break down
yoldan alıp geçmekI "pick up" my colleague every day.
bir şey yapmak için fazlasıyla (adj) olmakto be too + adj + to do sth
bir şey yapmak için yeterince (adj) olmakto be + adj+ enough to do sth
mukayese, kadar + adjas + adj + as ....
bir alan üzerine araştırma yapmakto make a research on sth
bir şeye katkıda bulunmakto contribute to sth
görünmekto appear
ortadan kaybolmakto disappear
birincilprimary
değiştirmek, yenisini koymakto replace
"değiştirmek"to "shift" gears
nesli tükenmeextinction
ağaç kesicisiillegal "logger"
ova, denize yakınlowland
yaylalarhighlands
doğurmakto breed
karşı koymakto "counter" strikes
varoluşexistence
yeniden üretmekto reproduce
bağımlılıkdependence
büyük, toplumassive
kitle, toplu"mass" media
teşvik etmekto encourage
vasıtasıylawhereby
uzun süre sonralong after
empoze etmek, dayatmakto impose
tabi olmakto be subject to
bir şey için sorumluluğu olmasıto have responsibility for sth
içinden doğruthrough
oluşturmakto account for
bağımlılıkdependence on
imal edilmemişinmanufactured
nedeniyleon account of
"herhangi bir diğer""any other" town
finanse etmekto fund
anlamına gelmek, söylemeyi kast etmekto mean sth
toparlamak"tidy up" a room
bir şeyi kafaya takmak, rahatsız olmakto bother to do sth
yine dewe "still" went for a walk despite the rain.
amacıylain order to
çocuk bakıcısıbabysitter
ki böylelikleso that
trafik sıkışıklığıtraffic jam
durumunda, olur diyein case
"makul" kira"reasonable" rent
parti vermekto throw a party
bir toplantıyı "ertelemek"to "postpone" a meeting
takdir etmekto appreciate
elemeelimination
ihlal"violation" of a law
meşrulaştırmajustification
terk etmeabandonment
öldürücülethal/deadly
"personel"health "staff"
şeylerstuff
söz konusu hastalıkthe disease in question
savunmasızto be vulnerable to sth
başlıklıentitled
dar"narrow" road
kesinlikle, katı bir şekilde"strictly" forbidden
gelenekselconventional
doğruaccurate
ilk, öncülinitial
gözardı etmek"to ignore" differences
önyargıbias
tahmin etmek"to predict"
kıtlıkscarcity
temel besin maddesistaple
üzerinden, aracılığıyla, yoluylavia
bahşetmekto endow sth with sth
kökünden halletmek, ortadan kaldırmakto "eradicate" a problem
düşünülemezinconceivable
inandırıcı bir şekilde, ikna edici bir şekildeconvincingly
özellikleparticularly
sıkı, sertstrict
kısıtlamakto restrict
teklif etmek (öneri)to propose (proposal)
tamamlamakto complete
ile rekabet etmekto compete with
tahmin etmek (tahmin)to estimate (estimation)
müzakere etmekto negotiate with sb over sth
olumsuzlamakto negate
sigarayı "bırakmak""to give up" smoking
ayak uydurmakto keep up with
birinin bakımını üstlenmekto look after sb
biriktirmek, ötelemekto put aside
başa çıkmak, ilgilenmekto deal with
kurtulmak, toplu taşıma araçlarından inmekto get off
inanılmaz şekildeincredibly
değişen şartlara adapte olarak gelişmekto thrive
baş etmekto cope with
güvenmek, dayanmakto rely on
birisine açılmakto open up to sb
her durumda, her halükardain every case
varoluş mücadelesistruggle for existence