| Şaşırtıcı bir duyuru yaptılar | They made a surprising announcement |
| Kadınların araba kullanmasına izin verilecekti. | Women would be allowed to drive cars. |
| Binaya girmemize izin veriliyor. | We are allowed to enter the building. |
| Krallığın yasağı | the kingdom's ban |
| kadın sürücüleri | female drivers |
| erkek koruyucusu | male guardian |
| Yasak nihayet kaldırıldı. | The ban was finally lifted. |
| Kadınların araba kullanması yasaklandı. | Women was banned from driving. |
| onlarca yıldır | for many decades |
| Onun yardımı nedeniyle | because of his help |
| Tarihsel Gelenekler | historical traditions |
| katı kurallar | strict rules |
| uncommon interpretation | uncommon interpretation |
| din hukuku | religious law |
| Onlar inanırken ... | While they believe,.... |
| dünya çapında anlaşma | worldwide agreement |
| Bu inancın bir sonucu olarak | as a result of this belief |
| Suudi Arabistan kadınların araba kullanmasını yasakladı. | Saudi Arabia banned women from driving. |
| özellikle | specifically |
| Müslüman topluluklar | Muslim communities |
| Yasalar kadınların erkeklerle eşitliğini korur. | Laws protect women's equality with men. |
| Yasak kadınlara birçok yönden zarar vedi. | The ban harmed women in many ways. |
| Kadınlar taksilere büyük miktarda para harcadı. | Women spent large amounts of money on taxis. |
| şoför | chauffeur |
| Birçok kadın yasağı protesto etti. | Many women protested the ban. |
| Tutuklandılar ve cezalandırıldılar. | They were arrested and punished. |
| Bir çocuk da dahil olmak üzere on dört kişi öldü. | Fourteen people, including a child, died. |
| Hareket 2011'de ortaya çıktı. | The movement arose in 2011. |
| Değişim için baskı yapmaya devam ettiler. | They continued pushing for a change. |
| Başardılar. | They succeeded. |
| Kadınlar ehliyet alabilecek | Women will be able to obtain drivers' licences |
| 2018'in ortalarından başlayarak | beginning in mid-2018 |
| Bu insan hakları için bir zafer. | This is a victory for human rights. |
| Bu, kadınların oradaki yaşamını etkileyecektir. | This will improme women's live there. |
